Karaciğer kanseri tedavisinde kaç seans biorezonans uygulanır?
Karaciğer, besinlerin işlenmesine yardımcı olur ve kandaki zararlı maddeleri süzerek kanı temizler. Karaciğer kanseri ise vücudumuzun en büyük organı olan karaciğerde gelişen ve “kötü huylu” olarak tanımlanan tümörlerdir. Hücrelerin DNA’sındaki değişimler, tümörlerin oluşma sebebidir.
Kanser, çoğu zaman karaciğerin ana hücresinden gelişir (primer karaciğer kanseri), kimi zaman da başka organlardan sıçrar (sekonder), metastaz yapar. Karaciğer kanserinin de diğer organlara yayılması mümkündür.
Karaciğer kanserinin belirtileri nelerdir?
Karaciğer kanserinin erken teşhis edilmesi güçtür, özellikle sekonder karaciğer kanseri erken döneminde çok fazla belirti vermez. Sonraki dönemlerde ise karın bölgesinin üst kısmında (sırta da vuran) ağrı, karında şişkinlik, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı, kusma, dışkılamada renk değişikliği, yorgunluk, gözlerde ve ciltte sararma gibi belirtiler gösterir. Hepatit B ve Hepatit C hastalığı geçirmiş olmak, karaciğer kanserindeki en önemli risk faktörleri olarak tanımlanmaktadır. Siroz ve karaciğer yağlanması, obezite ve diyabet gibi hastalıklar, bazı metabolik hastalıklar, yoğun alkol ve sigara tüketimi ve ailede karaciğer kanseri öyküsü olması, bu kansere yakalanma riskini artıran diğer faktörlerdir.
Karaciğer kanserinden korunmak için alınması gereken önlemlerden bazıları sigara içmemek, alkolden uzak durmak, karaciğer yağlanmasına sebep olabilecek besinleri tüketmemektir. Hepatit B ve Hepatit C virüsü taşıyan kişilerin de daha sık tıbbi tetkik yaptırması lazımdır.
Karaciğer kanserinin tanısı ve tedavisi nasıl yapılır?
Karaciğer kanseri; bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi, MR (manyetik rezonans) gibi görüntüleme yöntemleriyle tespit edilir. Kan tahlilinde, AFP (Alfa Feto Protein) varlığı da aranır.
Karaciğer kanserinin tedavisinde izlenecek yönteme kanserin türü, evresi, boyutu, organda siroz olup olmadığı, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi pek çok faktör göz önünde bulundurularak karar verilir. Erken evrede tespit edilebilen karaciğer kanserinde, tümör ameliyatla alınır. Eğer yayılma durumu yoksa uygun bir vericiden parça alınarak karaciğer nakli yapılması yöntemi de kullanılabilir. Kanserli hücreleri yok etmek amacıyla güçlü ilaçlar verilen kemoterapi veya ışın dalgalarıyla tümöre etki eden radyoterapi yöntemleri uygulanabilir. Hastanın durumu cerrahiye uygun değilse tümörün büyümesini sınırlandırmak için ilaç tedavisi de tercih edilebilir.
Biorezonans ile karaciğer kanseri tedavisi nasıl yapılır?
Biorezonans terapisi, karaciğer kanserinin tedavisinde tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılır. Bu kapsamda kanser hücrelerinin frekansları tersine çevrilip tekrar hastaya verilir ve böylece kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasına destek olunur. Biorezonans terapisi, hastanın bağışıklık sistemini güçlendirirken organların daha verimli çalışmasını ve işlevlerini daha iyi yerine getirilmesini sağlar, hastanın yaşam kalitesine katkıda bulunur.
Biorezonansın karaciğer kanseri tedavisindeki en önemli etkilerinden biri kemoterapi ve radyoterapinin olumlu etkilerini artırması ve olumsuz etkilerini azaltmasıdır (bu durum diğer kanser türleri için de geçerlidir). Hastalığın evresi ve seçilen terapi şekli (kemoterapi, radyoterapi, ameliyat vs.) biorezonans uygulanmasına engel değildir. Biorezonans terapisi, devam etmekte olan kanser tedavilerini olumsuz olarak etkilemez, aksine etkinliğini artırır.
Karaciğer kanseri tedavisinde kaç seans biorezonans terapisi uygulanacağını, hastanın durumuna göre biorezonans uzmanı hekim belirler. Terapi, başlangıçta haftada iki, sonrasında haftada bir, ardından 15 günde bir seans olmak üzere 3 ila 6 aylık bir süreci içerir. Terapi sırasında ve sonrasında hastanın takibi yapılır.