Biorezonans Terapisi ile Çocuk Alerjilerinin Tedavisi

Çocuğunuzun alerjisi mi var?

Alerji vakalarının giderek arttığını, çevrenizdeki birçok insanın, özellikle çocukların burun akıntısı, hapşırma, göz kaşıntısı, solunum yetmezliğinden (vb.) şikâyet ettiğini gözlemlemişsinizdir.

Alerjik reaksiyonlarda çocuklar daha hassastır, bağışıklık sistemleri çevrelerindeki pek çok maddeye karşı alerji geliştirebilir. Çocuklarda en sık besin alerjileri, astım, alerjik rinit (saman nezlesi), kurdeşen, egzama görülür. Genellikle ilk 3 yılda besin alerjileri, sonraki yıllarda solunumla alınan maddelere yönelik alerjiler ortaya çıkar.

Besin alerjileri nasıl oluşur?

Normalde hiçbir olumsuzluk yaratmayan bazı besinler, alerjik yapıya sahip olanların tepki vermesine neden olur. Alerjen vücuda girdiğinde veya kişi ona dokunduğunda bağışıklık sistemi aşırı reaksiyon gösterebilir. Çünkü alerjik yapıdakilerin bağışıklık sistemi alerjeni “yabancı madde” olarak algılar, onunla savaşmaya başlar ve alerjik reaksiyonlar ortaya çıkar. Bu tür reaksiyonlara sebep olan besinlerin başında inek sütü ve buğday gelir. Yumurta, yer fıstığı, susam, kivi, balık ve kabuklu deniz ürünleri de sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olan besinler arasında yer alır.

Çocuklarda inek sütü ve buğday alerjisi

Çocukların en çok yaşadığı besin alerjilerinden olan inek sütü ve buğday alerjilerine biraz daha detaylı bakalım… Çok küçük yaşta alınan ilk yabancı protein, inek sütü proteinidir. Süt alerjisi özellikle erken bebeklik-çocukluk çağında ve daha çok inek sütüyle beslenen çocuklarda görülür. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde dahi inek sütü alerjisi etkili olabilmektedir. İnek sütü alerjisinin belirtileri süt içildikten hemen sonra ortaya çıkar ve çok değişkendir. Hedef organ sadece deri, sindirim veya solunum sistemi olabilir, fakat çoğu zaman birden fazla sistem olaya katılır. Süt alerjisinin mide-bağırsak sistemi belirtileri bulantı, kusma, kramp şeklinde karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gazdır. Deride ortaya çıkan belirtiler, ürtiker veya halk arasında “kurdeşen” adı verilen döküntüler ile egzamadır. Bazen yüzde ve göz kapaklarında şişme şeklinde ödem de görülebilir. İnek sütü alerjisine bağlı solunum sistemi belirtileri, deri ve sindirim sistemininkilere göre çok daha nadirdir ve astım krizi veya alerjik nezle şeklinde görülür. Belirtiler çoğu zaman da tek başına değil, diğer sistem bulgularıyla birliktedir.

Buğday proteini, inek sütünden sonra muhatap olduğumuz ikinci yabancı proteindir. Küçük yaştan itibaren her gün buğday tüketiriz. Buğday üretiminde kullanılan teknikler ve ilaçlar, buğday proteinini değişime uğratmaktadır. Bu da proteinin alerjik potansiyelini artırmaktadır. Buğday alerjisi, ciltte, solunum sisteminde (kronik bronşit, astım vs.) ve bağırsakta (kolit, Crohn hastalığı) kendini gösterir. Ateş nöbetleri, çarpıntı, kronik yorgunluk ve eklem ağrılarına sık rastlanır.

Genel olarak besin alerjilerinin belirtilerine baktığımızda ise çocuklarda nefes darlığından yutkunma güçlüğüne, boğazda, dilde ve dudakta şişmeden mavimsi cilt rengine, kusmadan ishale, ses kısıklığından hızlı kap atışına, sersemlik hissinden baş dönmesine kadar pek çok unsurla karşılaşırız.

Çocuklardaki diğer alerjiler nelerdir?

Kış aylarında kapalı ortam ve ev alerjenlerinin yanı sıra hava kirliliği nedeniyle alerjik sorunlar artar. Kapalı ortam ve evde gelişen alerjilerin sebebi, ev tozları ve akarları, küfler, hayvan döküntüleri, tüylerdir (vb.) ve bunlar kapalı ortamdaki ısıyla çoğalır; böylece deri ve solunum yolu alerjileri ortaya çıkabilir, astım atakları tetiklenebilir. Soğuk ve hava kirliliği nedeniyle de kurdeşen, astım, alerjik nezle gelişebilir

Çocuklarda en çok görülen alerjilerden biri olan astım, kendini nefes darlığı, hırıltı ve öksürükle belli eder; kronik bir solunum yolu rahatsızlığı olan astımı alerjenler, enfeksiyonlar, kirli hava ve sigara dumanı tetikler. Alerjik nezle (veya alerjik rinit, saman nezlesi) de çocukların sıklıkla karşı karşıya kaldığı alerjilerden biridir; belirtileri hapşırık, göz sulanması, burun tıkanıklığı veya akıntısıdır. Bu alerji, ileriki dönemlerde geniz eti büyümesinden sinüzite kadar pek çok soruna yol açabilir. Egzama, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kurulukla ortaya çıkar. Kurdeşen (ürtiker) ise ciltte kaşıntı yapar ve cilt yüzeyinde kabarık bir görünüme sebep olur.

Tedavi nasıl gerçekleştirilir?

Biorezonans ile alerji tedavisine alerji testleri yapılarak başlanır. Hastanın bir iki damla kanı alınarak özel bir yöntemle taranır ve hangi maddelere alerjisi olduğu belirlenir. İnek sütü, buğday, çavdar, ev tozları, küf, hayvan tüyleri gibi alerjenler frekans testleriyle kolayca ortaya çıkarılır. Kişiye özel bir tedavi planı hazırlanır. Tedavi, yaklaşık 1 saat süren seanslar halinde haftada bir kez uygulanır.

Diyelim ki hastanın süte alerjisi var. Tedavi süresince hastadan süt ve süt ürünlerinden uzak durması istenir. Perhiz süresi içinde biorezonans terapisi uygulanır, ardından test yapılır. Alerjinin geçtiği görülürse hasta yeniden süt ve süt ürünlerini tüketmeye başlayabilir. Bu aşamadan itibaren söz konusu ürünlerin tüketilmesiyle alerjik reaksiyon oluşmaz.

Çocuklardaki alerjilerin tedavisinde biorezonans terapisinin başarı oranı çok yüksektir.