Biorezonans ile kanser tedavisi
Kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin anormal çoğalması ve programlı hücre ölümünün (apoptosis) gerçekleşmemesi sonucu ortaya çıkan hastalığın genel adıdır. Bulunduğu organ veya dokuya göre adlandırılır. Kötü huylu (malign) tümörler vücudun diğer organ ve dokularına yayılarak onların da işlerini yapamaz hale gelmesine ve ölüme neden olur. Ülkemizde her yıl 150 binden fazla yeni kanser olgusu tanı almaktadır. Erkeklerde en sık akciğer, prostat ve kalın bağırsak; kadınlarda ise meme, akciğer ve kalın bağırsak kanserlerine rastlanılmaktadır. Ülkemizdeki kanser tanılarının büyük kısmı sigara ile ilişkilidir. Kanser, dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenleri arasında sıklığı giderek artış gösteren bir hastalıktır; kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alır. Çocukluk çağı kanserlerinde görülen artış oranı dikkat çekicidir. Özellikle beyin tümörlerindeki artış, diğer faktörlerin yanı sıra elektromanyetik alana maruz kalmayı ve toksik yüklenmeleri akla getirmektedir.
Bütün kanser tipleri vücudun temel yaşam ünitesi olan hücrelerimizden gelişir.
Vücudumuzdaki sağlıklı hücreler bölünerek çoğalabilme yeteneğine sahiptir. Ancak, kas ve sinir hücrelerinde bu özellik bulunmaz. Vücudun sağlıklı ve düzgün çalışabilmesi hücrelerin büyümesine, normal işlevlerini yerine getirmesine ve bölünerek yeni hücrelerin üretilmesine gereksinim vardır. Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların onarılması amacıyla bu yeteneklerini kullanırlar. Fakat hücrelerin yetenekleri sınırlıdır, sonsuz sayıda bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücrenin ne kadar bölüneceği bellidir ve zamanı gelince ölür. Buna apoptosis yani hücrenin programlı ölümü denir.
Bazen bu süreç çeşitli olumsuz etkenler nedeniyle bozulur: yeni hücrelere gerek olmadığı halde hücreler bölünerek çoğalmaya devam eder, bunun sonucunda kanser oluşarak kontrolsüz ve bulunduğu vücuda zarar verecek şekilde büyümeyi sürdürür.
Hücre çekirdeğinde organizmanın genetik bilgisinin saklandığı DNA olarak adlandırılan mikroskopik iplikçikler bulunur. DNA, hücrenin normal fonksiyonlarını görmesi ve varlığını sürdürmesi için gereklidir. Kanserli hücreler bu DNA iplikçiğindeki hasardan (mutasyon) dolayı oluşur. Hücrenin normal yaşam siklusunda DNA hasarı olursa hücre ya bunu onarır ya da ölür. Kanserli hücrelerde hasarlanmış DNA onarılamaz ve kontrolsüz çoğalma başlar. DNA, çevresel etkenler, kimyasallar, virüsler, tütün ürünleri veya aşırı güneş ışını gibi nedenlerle hasar görebilir.
Kanser hücreleri çoğalarak tümör kitlelerini oluşturur. Tümörler iyi huylu veya kötü huylu olabilir. İyi huylu tümörler kanser değildir, bunlar sıklıkla ameliyat edilerek alınır ve çoğu zaman tekrarlamaz. İyi huylu tümörlerdeki hücreler vücudun diğer taraflarına yayılmaz, nadiren hayatı tehdit eder.
Kötü huylu (malign) tümörler kanserdir. Bu tümörlerdeki hücreler anormaldir, kontrolsüz ve düzensiz bölünürler. Bu tümörler normal dokuları sıkıştırabilir, içine sızabilir ya da tahrip edebilir. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan ya da lenf dolaşımı aracılığıyla vücudun diğer bölgelerine gidebilir. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler, buna metastaz denir.
Biorezonans, kanser tedavisinde tamamlayıcı olarak kullanılıyor
Biorezonans terapisinin kanser tedavisindeki en önemli rolü bağışıklık sistemini güçlendirebilmesi, organların işlevlerini daha iyi yerine getirebilmesini sağlaması ve böylece yaşam kalitesini yükseltebilmesidir.
Biorezonans terapisi hücrelerin yaydığı frekans verilerini kullanır. Hücrelerin biyofiziksel frekans kodları parmak izi gibi birbirlerinden farklıdır ve her hücre gibi kanser hücrelerinin de farklı frekans kodları vardır. Biorezonans terapisinde kanser hücresi frekansları ters çevrilip tekrar hastaya verilir, tamamen hedefe yönelik bu frekanslar sadece kanser hücrelerini etkiler. Biorezonans cihazıyla ters çevrilip gönderilen kanser hücresi frekansları vücuttaki kanser hücrelerine ulaştığında onların yok edilmesini kolaylaştırır. Biorezonansın hastalıklı hücrelerle mücadelesi böyle gerçekleşir.
Kemoterapi ve radyoterapinin olumlu etkilerini artırıp olumsuz etkilerini azaltıyor
Biorezonans tedavisi klasik tıp tedavileriyle birlikte uygulandığında yarattığı sinerji etkileyicidir. Biorezonans terapisi de protokolüne eklenen kanser hastalarında kemoterapinin etkinliğinin arttığı, yan etkilerinin azaldığı, hastanın kemoterapi sonrasında daha rahat bir dönem geçirdiği gözlenmektedir. Aynı şekilde radyoterapinin olumsuz etkilerinin azalıp sağlıklı hücrelerin ve organların rahatladığı da gözlemler arasındadır.
Hastalığın evresinin ve hastanın psikolojisinin tedaviyi önemli ölçüde etkilediği bir gerçektir. Stres yönetimi ve tedaviye erken başlayabilmek başarı şansını yükseltmektedir. Biorezonans hastanın tüm vücut organlarının daha verimli çalışması için onlara destek olabilmekte, örneğin detoks kabiliyetini olumlu yönde etkilemektedir. Kesinlikle radyasyon içermeyen, ağrısız, yan etkisiz, kişiye özel bir tedavi yöntemi olan biorezonans, böylece hastaların yaşam kalitelerini artırmaktadır.
Hastalığın evresi ve seçilen terapi şekli (kemoterapi, radyoterapi, ameliyat vs.) biorezonans uygulanmasına engel değildir. Biorezonans terapisi devam etmekte olan kanser tedavilerini olumsuz olarak etkilemez, aksine etkinliğini artırır.
Biorezonans terapisi nasıl gerçekleştirilir?
Biorezonans terapisi vücuda elektrotlar aracılığıyla bağlanan biorezonans cihazıyla gerçekleştirilir. Hastalıklı hücrelerin frekansları biorezonans cihazına iletilir, ardından manyetik minder aracılığıyla dengelenmiş frekanslar vücuda geri verilir. Hasta bu sırada konforlu bir koltukta oturmakta, hiçbir şey hissetmeden isterse kitap, gazete okuyabilmektedir. Seans süresi en fazla 1-1,5 saat kadardır.
Bütün hastalıklarda olduğu gibi kanser türlerinde de uygulanması mümkün olan biorezonans terapisi, hastayı bütün rahatsızlıklarıyla birlikte değerlendirip bir bütün olarak ele alır. Hastalığın nedeni olabilecek diğer konular da incelenir, sorgulanır, test edilir ve kişinin içinde bulunduğu zihinsel, ruhsal, bedensel veriler göz önüne alınarak tedavi programı kişiye özgü planlanır.
Biorezonans terapisinin süresi hastaya ve hastalığa göre belirlenir. Tedavi bittikten sonra aralıklarla kontroller yapılarak hastalar takip edilir. Biorezonans terapisi sadece tıp doktorları ve tıp doktorlarının gözetimindeki terapistler tarafından uygulanabilir.