Verem nedir ve nasıl tedavi edilir?

Çoğumuz veremin (tüberküloz), artık pek az görüldüğünü sanıyor olsak da hava yolu aracılığıyla bulaşan bu enfeksiyon hastalığı, dünya genelinde ilk 10 ölüm sebebi arasında yerini alıyor. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre 2021 yılında tüm dünyada 10,6 milyon verem vakası ortaya çıkmıştır ve bu vakaların onda birinde hastalık ölümle sonuçlanmıştır; yani 1,6 milyon kişi verem yüzünden hayatını kaybetmiştir.* Verem ayrıca, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölüm sebepleri arasında COVID-19’dan sonra ikinci sıradadır. Vakaların büyük bölümü Asya ve Afrika’da görülmektedir.
Birleşmiş Milletlerin sağlıkla ilgili hedeflerinden biri 2030 yılına kadar verem salgınını sona erdirmektir. Veremle savaş Türkiye’de de ciddiye alınan bir konudur. Yapılan uygulamalar neticesinde veremle ilgili önemli kazanımlar sağlanmaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde verem görülme sıklığı her yıl yüzde 3-4 oranında azalmaktadır. Geçmişin “ince hastalığı” günümüzde düzenli ilaç kullanımı durumunda yüzde 99’a varan oranlarda iyileşme olasılığına sahiptir.

Veremin belirtileri nelerdir?

Verem, başta da belirttiğimiz gibi hava yolu aracılığıyla bulaşan bir hastalık. Verem mikrobu (Koch basili-mycobacterium tuberculosis basili) vücuda solunum aracılığıyla giriyor. En çok akciğerleri etkiliyor, ama bununla birlikte kemikler, eklemler, gırtlak, ilik, deri, beyin, böbrekler gibi pek çok dokuyu ve organı da tutabiliyor. Herhangi bir tedavi uygulanmazsa doku ve organlarda hasar yaratıp, vücudu zayıf düşürüp ölüme neden olabiliyor. Sigara ve alkol bağımlılığı, AIDS, şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi bazı unsurlar, vücuda girmiş olan verem mikrobunun gelişimini tetikleyebiliyor.

İki haftadan uzun süre boyunca kesik kesik öksürmek, balgam çıkarmak (kimi zaman kanlı), geceleri terlemek, ateşlenmek, nefes darlığı çekmek, göğüste ve sırtta ağrı, halsizlik, sürekli yorgunluk, iştahsızlık ve kilo kaybı veremin belirtileri arasında bulunuyor. Veremli bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda havada saatlerce asılı kalan verem mikrobu, özellikle aynı ortamda ve uzun süreli olarak bulunanların aynı havaya solumasıyla bulaşıyor. Hiç tedavi görmemiş, ağır vakalarda bulaştırıcılık daha yoğun oluyor. Tedaviye başlandıktan sonra ise bulaştırıcılık oranı azalıyor ve tedavi ilerledikçe ortadan kalkabiliyor.

Veremden korunma yolları nelerdir?

Bebeklere verem aşısı yapılması (BCG), vereme yakalananların düzenli ilaç kullanması, vereme yakalananlarla aynı ortamda ve uzun süreli bulunulmaması, kapalı ortamların sık sık havalandırılması, hijyen kurallarına uyulması son derece önemlidir.

Yazı boyunca sıklıkla üzerinde durduğumuz gibi (vereme karşı geliştirilmiş olan) ilaçların düzenli kullanımı, verem tedavisinin olmazsa olmazıdır. Biorezonans terapisinin de veremin çözümünde katkıları vardır. Biorezonans terapisi; öncelikle virüsler, bakteriler, mantarlar, parazitlerle zayıflamış olan bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücutta negatif etki yaratan bu etkenler, frekanslarla temizlenir ve böylelikle hücrelerin bilgi alışverişi eski düzenli haline getirilir. Vücuda zarar veren etkenlerin yarattığı olumsuz frekanslar ortadan kaldırıldığında iyileşmenin yolu da hızlıca açılmış olur.

*T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Tüberküloz Dairesi Başkanlığı verilerine göre