Biorezonans ile Romatizmal Rahatsızlıklar Tedavisi

Romatizmal hastalıkların tedavisinde biorezonans

Eski Yunancada “rheuma” kökünden gelen romatizma kelimesi kemik, kas ve eklemlerde ağrı ve iltihabi reaksiyonlarla seyreden hastalıkların genel adıdır. Sadece yaşlılara özgü olduğu düşünülse de hemen her yaşta görülebilen ve vücudun savunma mekanizmasında çeşitli bozukluklara yol açabilen romatizmanın birçok tipinde hastalığın nedeni belli değildir. Ancak çoğunda genetik yapının önemli olduğunu söylenebilir. Bazı genler romatizmaya yatkınlık yaratabilmektedir. Genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel koşullar, çeşitli enfeksiyon etkenleri ve henüz bilemediğimiz bazı durumlar romatizmal hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

Romatolojik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan etkenler ve risk faktörleri hakkında çalışmalar sürmektedir. Örneğin osteoartrit’te (halk arasında kireçlenme olarak bilinir), genetik kıkırdak zayıflığı ya da eklem üzerinde aşırı ve tekrarlayıcı travmaların rol oynadığı belirlenmiştir. Sistemik Lupus Eritematozus (SLE), romatoid artrit (RA) ve skleroderma’da genetik faktörlerin belirleyici rol oynadığı ve çevresel faktörlerin de bunların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı tespit edilmiştir. Genetik faktörlerin etkinleşmesi birçok vakada vücudun ek sorunlarla karşılaşması sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle kişiden kişiye hastalığın ortaya çıkış yaşı, zamanı, tutulan organları değişiklik gösterebilir.

Kas güçsüzlüğü ve ağrısı, sırt, bel, boyun ve çeşitli eklem ağrıları, ciltte döküntüler, tırnak yapısında değişiklikler, deri sertliği, gözyaşı azalması, ağız kuruluğu gibi çok çeşitli belirtileri bulunan ve organ tutulmalarına neden olan romatizmal hastalıkların tedavisinde günümüzde birçok terapi seçeneği mevcuttur. Terapiler sürekli doktor kontrolü gerektirir.

İltihaplı ve iltihaplı olmayan olmak üzere iki tip romatizmal hastalık var

İltihaplı romatizma üç sebeple ortaya çıkabilir: mikroplar, bağışıklık sisteminin bozulmasıyla mikropsuz reaksiyon gelişmesi, ürik asit gibi maddelerin birikmesi ve bunun yaptığı hasar (gut hastalığı gibi.) İltihaplı romatizma genellikle çok sancılıdır ve neredeyse tüm organlarda kendini gösterebilir. Ellerde ve ayaklarda şişme, his kaybı, iştah kaybı, şişkinlik, deri altında oluşan şişlikler, uykuda düzensizlik iltihaplı romatizmanın belirtileri arasında sayılabilir.

İltihaplı olmayan romatizma ise eklemlerde aşınma ve incelmeyle görülüp kemik çıkıntısına neden olabilir. Genellikle travmalar, metabolik bozukluklar sonucu ortaya çıkabilir. Yumuşak doku romatizması, eklem romatizmaları, iç organ romatizmaları ve bunların bir arada olduğu romatizma tipleri mevcuttur. Ağrı, hastaların en çok yakındıkları konuların başında gelir. Çoğu romatolojik hastalıkta ağrıya ek olarak eklemlerde şişlik, hareketlerde kısıtlılık ve özellikle güne başlarken eklemlerde sertlik hali söz konusudur.

Ağrıların romatizmal hastalığın göstergesi olup olmadığı hekim tarafından ayırt edilmelidir. Soğuk havalarda ve nem oranının yüksek olduğu hallerde eklem içinde bulunan az miktardaki kayganlaştırıcı sıvının akışkanlığı ve dağılımı değişir. Bu nedenle ağrı ve sızı olması doğaldır. Bu durum sağlıklı bireylerde de görülür, kişisel duyarlılıklar önemlidir. Ancak soğuk hava romatizmaya neden olmaz ve tek başına romatizmayı düşündürmez.

Lupus, romatoid artrit, skleroderma ve yumuşak doku romatizması (fibromiyalji) kadınlarda daha sık görülür. Omurga romatizmaları genç erkekleri etkilerken, eklem romatizmalarına doğurganlık çağındaki kadınlarda daha sık rastlanır. Genç erkeklerde ortaya çıkan bel ve kalça ağrıları mekanik sebeplere ve bel fıtığına yorulur, romatizma genellikle düşünülmez. Bu da çok erken yaşlarda omurga hareketlerinin kısıtlanmasına ve kişinin sakat kalmasına neden olabilir. Çocukluk yaş grubuna özgü romatizma tipleri de bulunmaktadır. Eğer erken teşhis edilip tedavi edilmezse kalıcı sakatlıklara ve gelişme geriliğine sebebiyet verebilir.

Biorezonans, romatizmal hastalıklarda tamamlayıcı ve destekleyici bir role sahip

Biorezonans terapisinin kronik bir hastalık olan romatizmal hastalıkların tedavisinde hastayı rahatlatmak, yaşam konforunu artırmak ve iyileşmeyi hızlandırmak anlamında büyük yararları vardır. Biorezonansın romatizmal hastalıklarda tamamlayıcı, destekleyici olarak kullanılmasıyla sorunun ilerlemesinin önüne geçilebilmektedir.

Biorezonans terapisi uygulanacak hastalarda öncelikle vücudun maruz kaldığı, metabolizmayı olumsuz etkileyebilecek mikrobik ajanların, alerjilerin, ağır metal ve kimyasal yüklerin tespiti gerekir. Organların güncel durumu belirlenir. Buna uygun tedavi protokolleri hazırlanır ve her seansta hastanın yanıtına göre gereken değişikler yapılarak kişiye özel bir tedavi uygulanır. Detoks organlarının desteklenmesi özel bir önem taşır.

Virüs, bakteri, parazit, mantar gibi patojenlerin, kimyasalların ve manyetik alan kirliliklerinin, alerjenlerin tespit edilip temizlenmesiyle metabolizmanın ve bağışıklık sisteminin rahatlatılması, vücudun enerjisini sadece romatizmal rahatsızlıkların tedavisine yöneltebilmesi sağlanır. Biorezonans terapisi iyileşme yeteneğinin daha güçlü olarak ortaya çıkmasına izin verir, bağışıklık sistemi daha verimli ve doğru istikamette çalışır.

Biorezonans terapisinde romatizmadan etkilenmiş bölgeler frekanslarla uyarılır. Olumsuz enerji blokajları ortadan kaldırılır. Kişinin yaşam enerji meridyenleri dengelenerek kendisini daha güçlü ve iyi hissetmesi sağlanır.