Biorezonans Terapisi ile Migren Tedavisi Migrenden kurtulmak mümkün mü?

Migren gerek ülkemizde gerekse dünyada pek çok kişinin hayat kalitesini etkileyen bir hastalık. Öyle ki 85 milyon nüfuslu Türkiye’de 12-13 milyon kişinin migrenden mustarip olduğunu söyleyebiliriz. Migren, kadınlarda daha fazla görülmektedir.
Nörolojik bir hastalık olan migren, genellikle başın bir yanında şiddetli ve zonklama şeklinde ortaya çıkan baş ağrısı olarak tanımlanıyor. Migren, ağrı atakları şeklinde yaşanıyor. Işık ve sese duyarlılık, mide bulantısı ve kusma da eşlik edebiliyor. Migren atağı oluşmadan önce kişi depresif bir ruh halinde olabiliyor, konsantrasyonu azalabiliyor, kabızlık ya da ishal gelişebiliyor, uyuşma ve karıncalanma hissi, görme ve konuşma bozuklukları yaşanabiliyor. Ardından gelen şiddetli ve zonklama şeklindeki ağrı atağı kimi zaman üç dört saat kimi zamansa üç gün boyunca sürebiliyor.
Migrenin beyin sinirlerindeki ve kan damarlarındaki değişikliklerle oluştuğu bilinse de nedeni henüz tam olarak çözümlenebilmiş değil. Bununla birlikte migrende genetik faktörlerin rolü var, yani ailesinde migren öyküsü olan kişinin migrene yatkınlığı daha fazla oluyor. Migren, aynı zamanda çevresel faktörlerle tetikleniyor. Hava ve mevsim değişimleri (soğuk hava, rüzgâr, nem, basınç) migrenin tetikleyicileri arasında yer alıyor. Lodosu hiç yabana atmamak gerekiyor örneğin, çünkü lodos önemli bir migren tetikleyicisi. Kadınların regl dönemi, stres, uykusuzluk da diğer tetikleyici unsurlar arasında bulunuyor.

Migren tedavisi nasıl yapılıyor?

Migren tedavisinde hastanın kişisel özelliklerine ve migren ataklarının şiddetine göre ilaç tedavisi uygulanıyor. İlaçlar, atak sırasında yaşanan sorunları ve ağrıyı azaltma veya ortadan kaldırma, aynı zamanda atakları önleme hedefine yönelik olarak kullanılıyor. İlaç tedavisinin yanı sıra migren aşısı ve migren botoksu uygulamaları da tedavi seçenekleri arasında bulunuyor. Migrende çeşitli ilaç dışı tedaviler de uygulanabiliyor.
Migrenle baş etmede en önemli faktör düzenli bir hayat sürmek. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, öğün atlamamak, alkol kullanmamak, egzersiz yapmak ve rahatlatıcı teknikler uygulamak, uyku düzenine önem vermek, hava değişimlerinde tetikte olmak, stresten uzak durmak, yüksek sesin ve çok parlak ışıkların olduğu ortamlarda bulunmamak/çalışmamak migren ataklarını azaltmak için alınabilecek önlemlerden bazıları.

Biorezonans terapisi, migren için değerli bir çözümdür

Bildiğiniz gibi ağrılar, bedenimizde bir şeylerin yolunda gitmediğini işaret etmeleri açısından son derece önemlidir. Migren gibi şiddetli ağrılar, yaşam konforumuzu ve hatta günlük yaşam aktivitelerimizi kısıtlayabilir. Kronik ağrılarda ağrının geçirilmesi, sistemin bir bütün olarak ele alınmasını ve üzerinde birikmiş yükün temizlenmesini gerektirir.
Migrende, biorezonans terapisinin ağrı sebeplerini ortaya çıkarma ve ağrıyı giderme yönünde destekleyici ve önemli bir rolü vardır. Bir yandan ağrı üzerinde çalışılırken, öte yandan virüs, bakteri, toksin, alerji gibi yükler vücuttan atılır. Vücudumuzun ağrıyan bölgesinden algılanan frekanslar normalden farklıdır. Bu frekanslar biorezonans terapisi ile temizlendiğinde ağrı ortadan kalkar, vücutta ağrıya yol açan problemin iyileşmesi hızlanır.